Bir okuyucuyu bir hikayeye bağlayan şey olay örgüsünün karmaşıklığı değil, karakterlerle kurduğu duygusal bağdır. Ancak bir yazarın, karakterinin “çok üzgün olduğunu” yazması ile okuyucunun o üzüntüyü boğazında bir düğüm gibi hissetmesi arasında dağlar kadar fark vardır. Acemi yazarlar duyguları soyut sözcüklerle “anlatır” (Telling), usta yazarlar ise fiziksel detaylarla “gösterir” (Showing). Gerçek duygusal etki, karakterin ne hissettiğini söylediği anlarda değil; nefes alışverişinin değiştiği, ellerinin titrediği veya bakışlarını kaçırdığı o küçük, insani anlarda gizlidir.
BanliyoWorks Duygusal Anlatım Egzersizleri, duygu aktarımını sadece bir ilham meselesi olarak değil, öğrenilebilir teknik bir zanaat olarak gören yazarlar için özel bir metodolojiyle hazırlandı. Bu 50 adımlık kapsamlı sette rastgele duygusal sahneler yazmazsınız; her adımda önce ilgili duygu aktarım tekniğinin (Somatik tepkiler, Nesnel Karşılık, Proust Etkisi vb.) teorik mantığını öğrenir, ardından usta yazarların bu duyguları okuyucuya nasıl geçirdiğini inceleyen somut örnekleri okur ve son olarak edindiğiniz bu bilgiyi size verilen spesifik senaryo üzerinde anında pratiğe dökersiniz.
Bu yapılandırılmış çalışma süreci sayesinde, duygu sözcüklerini yasaklayarak bedenin dilini konuşturmayı, hava durumunu veya mekanı karakterin psikolojisine bir ayna olarak kullanmayı öğreneceksiniz. Koku hafızasıyla nostaljiyi tetiklemekten, panik anında cümle ritmini (staccato) değiştirmeye, iç monologlarda bilinç akışını yakalamaya kadar pek çok aracı ustalıkla kullanacaksınız. Karakterlerinizi kağıt üzerindeki isimler olmaktan çıkarıp, okuyucunun birlikte ağlayıp güldüğü kanlı canlı insanlara dönüştürmek için şimdi hissetme vakti.










